Edirne Karaağaç

Edirne Karaağaç, Kent merkezinin doğu ucu Kırkpınar batı ucu ise Karaağaçtır. Merkeze 10km uzakta olan ve Osmanlı döneminde yazlık mola yerleri olarak kullanılırdı. Karaağacın en büyük özelliği Meriç nehri hep sınır çizgisidir ve bir tek burada batısına geçme seçeneği verir. Karaağaç’da Rumeli demir yolunun 1873 de açılmasının ardından yapılan görkemli gar binası 1971 de yalnızlığa terk edilmiştir. Raylar ve gişeler sökülmüş geriye sadece lokomotif bıraklımıştır.

16.yy yüzyıldan önceki kaynaklarda adına rastlanmayan Karaağaç, topografik konumu itibariyle Edirne’ye oranla daha yüksek bir mevkide bulunması, orman ve nehirlerle çevrilmiş olması sebebiyle Edirne merkeze oranla özellikle yaz aylarının daha serin geçmesi ve şehre yakın olması nedeniyle bir sayfiye yeri olmuş durumda.

Tarihinden bahseden kaynaklarda Karaağaç’ın bir Rum köyü olduğu, Edirnelilerin yazlık evlerinin bu köyde bulunduğu ve köyün o zaman için, çevre halkı tarafından mesirelik ve eğlence bölgesi özelliğini taşıdığı anlatılmaktadır.

Halen özellikle nehir kıyısında restoranlar ve gar yanında çok sayıda kafe sebebiyle üniversite gençliğinin toplandığı ve vakit geçirdiği bir yerdir. 1920-23 yılları arasında Yunan işgali altında kalan Karaağaç, Lozan Antlaşmasıyla savaş tazminatı olarak Türkiye’ ye verilmiş.

Gar binası şimdi Trakya Üniversite’si kullanımındadır.Karaağaç bir zamanlar doğunun Paris’i olarak görülmekteydi.Lüks otellerinin yanısıra kumarhaneleri birahaneleri yazlık sinemaları bahçe içindeki güzel evleri ve lokantaları ile harika bir görünüme sahipmiş.Eski görkemini kaybetmiş olsada, yapılan restorasyon çalışmaları ile yeniden canlılık kazanmaya başlamıştır.

4905674930_3dc816cacf_z